2016’ya elveda dediğimiz bu son saatlerde son kez paylaşım yapmak istedim. Konu konusunda kısır olunca eldeki malzemeler le birşeyler yazayım diyorum.
Malum, yeni yıl, yeni umutlar vs vs.. Miladi takvimin başı, Hristiyanların yortu sonrası, Müslümanların Mekke fethi, bilmediğimiz birçok kişinin doğum günü, ölüm günü, evlilik falan filan.. Bodoslama, Noel kutlayan sevdiklerime ithaf edeyim.
Sefiller kitabını okuduktan sonra ki her Noel, Jean Valjean gelir aklıma. Düşkün babası, hayırlarını gizli saklı yapan pamuk şekeri bi amcamız olur kendisi.
Ve başrol kahramanımızla kısmende olsa aynı amaç uğruna yaşamış Nicholaos, nam-ı diğer Noel Baba..
Noel Baba’ya aslında bir çok kişiden oluşan sevimli dedeler topluluğu desek yalan olmaz. Romanların Belfana, Almanların Berchta ve Knecht Ruprecht, Rusların Buz Dedesi (Ded Maroz), Boynuzlu Viking amcalarımızın Odin Wodan dedelerinin sentezleşmesiyle oluşan sevimli bir büyüğümüz olur kendisi.
Hepsinin yaşam gayesi neredeyse aynıdır. Yoksulu giydiren, açı doyuran, koruyucu, dili dualı iyilik melekleridir.
Nicholaos amcamız Patara’da dünyaya gelmiş olan Noel Babaların kralıdır.
“Liman kentinde doğupta, deniz yolculuğu yapmadan olmaz” deyip, sık sık denize açılan Nicholaos dedemizin neredeyse tüm yolculukları kazasız-belasız geçmiştir. Bunu ermişlik olarak nitelendiren insanların başında İtalyanlar gelmiş ki ölen adamı mezarında bile rahat ettirmeyip (söylenti o ki) haçlı seferleri sırasında kemiklerini araklamışlardır.
İtalyanlar bu kemikleri Nicholaos’ın adına yaptırdıkları katedralde saklıyor olmalılar ( bu konuda ki tüm bilgiler hava-civa). Sözü geçen katedral bizim Mekkemizin farklı bir versiyonudur. Yani sadece inançlar faklı desem daha doğru olur. Mevlana’dan 1 gün önce başlar Nicholaos’ı anma günü.
Rahmetli Nicholaos’ın şimdi ki görseline kavuşma sebebi de, ona bacasız fabrika muamelesi yapan ecnebilerin işi işte. Yeşil kıyafetlerini kırmızıya çeviren coco cola nın bizzat kendisidir. Malum, reklam furyası taaa o zamanlarda da inancın önüne geçiyormuş. Bu yüzden lütfen kimse; “eskiden şöyle şöyledi de, yok efendim ecnebiler dinine daha sadıkta..” falan filan demesin bana.
Adam bildiğiniz yeşil cübbeli, Kudüs’e hacca gitmiş bi hayırsevermiş işte.
Mevlana’nın batı versiyonu Nicholaos amcamız, zengin tüccar oğlu, garip babası, yoksul doyuran adammış. Ve kemiklerinin kim bilir kimler tarafından kutsal sayılıpta ortadan kaldırıldığı sevimli Dasher, Dancer, Prancer, Vixen, Comet, Cupin, Donder, Blitzen ve palyaço burun Rudolph.. Kurban edek, mundar gitmesinler desek, cani derler, kendi peygamber gibi gördükleri adama kırmızı don giydirenden daha ne beklenir ki..
Yazım tamamen ironiden ibarettir..
Linda’s